25 Nisan 2013 Perşembe

on

DÜZ YANILSAMA

Biliyor musun hangi düşte olduğumu? Hangi yıldızdan çekmeli
yerimi saptayacak ışık çizgisini?
Yeryüzünü karıştıranım ben; yeri bulunmaz artık
andığım eşyanın.
Yazdığım deniz nerde? Hangi bellekte köpürür böylesine?
Bir top kar olduğum dağlarda soluk gibi alıp verdiğim çığlık
içimi kürüyor, anıların karı geçiyor dışavurabildiğim
dağ silsilesinden

Yıllar sonra... sade yalnızlığım ben; hem gece hem müzik
insandaki zamanı şarkılayan. Sen öbür kulbu çınıltılı ağzıyla
suları ıslıklayan yalnızlık testisinin; hayatın (belki de benim
hayatımın) öbür ucu. Yuvarları dur yüksek çocukluğunun
sekssiz küresiyle
Seni kıracak sözleri kovmak için belki de bu cin kovma duası,
müslümanların Allahülayisi bu karaladıklarım.
Üstünler ve öterelerin
uyumunda rahatlar saçlarında sıçrayan sarışın maymunların
mistik uykusu. Sevgilim, yalnızlığımın bitip tükenmez çeyreğinde
en büyük zinam, ruhuma meraklı bir ruh, yüksekten
düşme korkusu,
gittikçe hızlanan hız, gözalabildiğince kız... Dinle bak,
kavuşuyor bir fırtına içinde iki kışkırtılmış ateş.

Siste kül olup dökülen bu sonsuzluk tutkusu kimlerin?


 
Yazar : ADNAN ÖZER

0 yorum:

Yorum Gönder